Çocuklar için okuma zamanı: 6 dk
Bir gün Yüce Tanrı yanına tüm havarileri ve azizleri alarak cennetin bahçesinde dolaşmak istedi ve cennette Aziz Petrus dışında hiç kimse kalmadı. Efendimiz ona, kendi yokluğunda içeriye hiç kimseyi almamasını emretti. Bunun üzerine Petrus kapıda nöbet tutmaya başladı. Aradan çok geçmeden kapı çalındı; Petrus gelenin kim olduğunu ve ne istediğini sordu. „Ben fakir ve namuslu bir terziyim“ diye cevap verdi ince bir ses, „İçeri girmek istiyorum.“
„Ama sen, darağacındaki hırsız gibi, başkalarının kumaşından çaldın hep. Cennete giremezsin! Efendim kendisi dışarıda olduğu sürece kimseyi içeri bırakmamamı emretti. „Acıyın bana“ diye seslendi terzi. „Ben kumaş çalmadım, sadece masadan kendiliğinden yere düşen, hiç işe yaramaz yamalık kumaş parçalarını topladım; onları çalmadım. Bakın, topallıyorum, artık geri dönmem imkânsız. N’olur beni içeri alın, en kötü işleri yapmaya hazırım. Çocuk taşırım, bebek çamaşırı yıkarım, onların giysilerini tamir ederim.“
Aziz Petrus topal terziye acıyarak ona, kupkuru vücudu içeri girebilecek kadar cennetin kapısını açtı. Ve onu kapı arkasında bir köşeye oturttuktan sonra Yüce Tanrı geri döndüğünde onu fark etmemesi için sakin ve sessiz kalmasını söyledi; yoksa fark ettiği takdirde kızacaktı! Terzi söz dinledi, ama bir ara Aziz Petrus dışarı çıkınca yerinden kalkarak büyük bir merakla cennetin her köşesini dolaştı, her tarafa bakma fırsatını buldu. Sonunda öyle bir yere geldi ki, burada çok güzel ve çok kıymetli bir sürü sandalye dizilmişti; en ortada da saf altından yapılma, üzeri pırıl pırıl kıymetli taşlarla süslü ve diğer sandalyelerden daha yüksek duran bir koltuk vardı; bu koltuğun önüne de altından yapılmış bir tabure konmuştu.

Bu, Yüce Tanrı’nın koltuğuydu, burada oturduğu yerden dünyada olup bitenleri görebiliyordu. Terzi hiç ses çıkarmadan bir süre öylece durdu ve bir süre koltuğa baktı. Bakınca da bütün dünyada neler olup bittiğini gördü. Derken bir dere kenarında yaşlı ve çirkin bir karı gördü; kadın çamaşır yıkarken gizlice iki tane eşarp aşırıp yanına koydu. Bunu gören terzi o anda öyle öfkelendi ki, altın tabureyi tuttuğu gibi cennetten yeryüzündeki hırsız karıya fırlattı. O tabureyi bir daha geri alamayacağına göre usulca koltuktan kalkarak sanki hiçbir şey olmamış gibi kapı arkasındaki köşesine çekildi. Yüce Tanrı, yanındakilerle geri döndüğünde kapının arkasındaki terziyi önce görmedi, ama koltuğuna oturduğunda taburenin yokluğunu fark etti. Aziz Petrus’a taburenin nereye gittiğini sordu, ancak o bilmiyordu. O zaman ondan, içeriye kimseyi alıp almadığını öğrenmek istedi. „Kapının arkasında topal bir terzi var, o girmiş olabilir mi, bilmiyorum“ dedi Petrus. Bunun üzerine Yüce Tanrı terziyi çağırtarak ona tabureyi alıp almadığını, aldıysa nereye koyduğunu sordu. Terzi sevinçle, „Efendim, ben onu kızgınlıkla, yeryüzünde çamaşır yıkarken iki eşarp çalan bir kadına fırlattım“ diye cevap verdi. „Seni gidi soytarı seni! İnsanları senin yaptığın gibi mi sorgulayayım yani? O zaman sen çoktan ölmüştün. Ve bana da ne sandalye, ne koltuk, ne sıra ve ne de maşa kalırdı, çünkü hepsini aşağı fırlatmam gerekirdi. Sen artık bundan sonra cennette kalamazsın, senin yerin kapının dışı! Ondan sonra da nereye gidersen git! Burada kimse kimseyi cezalandıramaz, bu ancak benim işim!“ dedi Yüce Tanrı. Petrus terziyi cennetten dışarı attı; adam yırtık pırtık ayakkabıları ve ayağındaki nasırlarıyla dindar askerlerin önünden geçerken hep gülüşmelere maruz kaldı.

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
„Terzi Cennette“, Grimm Kardeşler tarafından yazılmış bir masaldır ve adalet, merhamet ve insan doğasının sınırlarını keşfetmeye yönelik dersler içerir. Masalda, Tanrı’nın yokluğunda cennetin kapısını korumakla görevlendirilen Aziz Petrus, kapıya gelen fakir ve topal bir terziye merhamet göstererek cennete girmesine izin verir. Ancak terzi, cennet kurallarını ihlal ederek Tanrı’nın koltuğunun önündeki altın tabureyi dünyadaki bir hırsıza öfkelendiği için yeryüzüne fırlatır.
Masal, terzinin hırsızlık karşısında duyduğu öfkenin, Tanrı’nın adaletini hiçe sayarak eyleme dökülmesinin sonuçlarını gözler önüne serer. Tanrı geri döndüğünde, terzinin eylemiyle yüzleşir ve onu cennetten kovar, çünkü cennette adalet sağlamak sadece Tanrı’ya aittir. Terzinin iyi niyetle yaptığı bu ancak düşüncesizce hareket, dünyada yaptıklarından bağımsız olarak cennetin kurallarına uymanın gerekliliğini vurgular.
Bu masal, insanların sınırlı perspektifleriyle adalet dağıtmaya kalkışmalarının tehlikelerini ve merhamet gösterirken bile örnek alınması gereken sınırlar olduğunu esprili bir dille anlatır. Masal, kibirli olmamak ve kendi sınırlarını bilmek üzerine önemli bir ders sunar.
„Terzi Cennette“ masalı, Grimm Kardeşler’in geleneksel hikayelerine özgü derin ahlaki dersler içeren ve mizahi bir dille anlatılmış bir masal.
İşte bu masala dair farklı yorumlar
Ahlaki Yargı ve Adalet: Masal, bir terzinin ahlaki yargıda bulunma dürtüsü üzerinden adaletin nasıl sağlanması gerektiğini sorguluyor. Terzi, cennetteyken başkasının hırsızlığını görüp kendi cezasını uyguluyor. Ancak, Tanrı’nın müdahalesi, adaletin bireyler tarafından değil, ilahi bir otorite tarafından sağlanması gerektiği mesajını veriyor. Bu, toplumsal düzenin ve kişisel yargıların nasıl uyumlu olması gerektiğini sorgulayabilir.
İtaat ve Merak: Aziz Petrus’un terziyi içeriye alması ve terzinin merakına yenik düşmesi, masalın itaat ve merak arasındaki dengeyi nasıl ele aldığını gösteriyor. Merak, bilgi arayışını ve keşfi sembolize ederken, itaat ise kurallara uyum ve disiplin getirmektedir. Terzinin başına gelenler, bu iki olgunun aşırı uçlarının getirebileceği sonuçları anlatıyor.
Kibir ve Alçakgönüllülük: Terzi, kendi küçük suçlarını küçümseyip başkalarının büyük suçlarını cezalandırma yetkisini kendinde bulması üzerinden kibir teması işleniyor. Tanrı’nın onu cennetten kovması ise kibir karşısında alçakgönüllülüğün önemini vurgulayan bir mesaj taşıyor. Herkesin kendi hatalarını görmezden gelip başkalarını yargılama eğiliminin, yanlış olduğuna dair bir ders veriliyor.
İşlerin Layığını Bulması: Masalın finalinde terzinin cennetten kovulmasıyla birlikte ilahi adalet anlayışı bir kez daha vurgulanıyor. Masal, her davranışın bir sonucu olduğu ve bu sonucun kişisel eylemlerle tutarlı şekilde belirlendiği anlayışını pekiştiriyor.
Toplumsal Eleştiri ve Mizah: Grimm Kardeşler’in masallarında sıkça görülen toplumsal eleştiri unsuru buradaki mizah ögeleriyle birlikte işleniyor. Toplumdaki sınıf ayrımları, ahlaki değerlerin bireyler arasındaki farklı yorumlanışı ve sosyal düzen üzerine getirilen eleştiriler ince bir mizahla sunuluyor.
Bu masal, farklı perspektiflerden değerlendirildiğinde, toplumun adalet, ahlak ve kişisel sorumluluk konularındaki algısını sorgulayan zengin bir içeriğe sahip.
„Terzi Cennette“ masalının dilbilimsel analizi, metindeki dil yapıları, kelime seçimleri ve anlatım tarzını incelemeyi içerir. Grimm Kardeşler’in bu masalı, hikaye unsurlarını ve karakterlerin diyaloglarını, okuyuculara belirli mesajlar ve ahlaki dersler iletmek üzere tasarlanmış bir şekilde sunar.
Anlatım Tarzı ve Üslup: Masal, geleneksel bir hikaye anlatımı tarzında kaleme alınmıştır. Basit ve anlaşılır bir dil kullanılırken, okuyucuya doğrudan hitap eden bir üslup benimsenmiştir. Bu, masalın didaktik (öğretici) bir yönü olduğunu gösterir.
Diyaloglar ve Karakterizasyon: Masalda diyaloglar aracılığıyla karakterler tanıtılır ve olaylar ilerletilir. Terzi ile Aziz Petrus ve Yüce Tanrı arasındaki diyaloglar, karakterlerin kişilik özelliklerini ve hikayedeki rollerini açığa çıkarır. Özellikle terzinin kendini savunması ve Yüce Tanrı’nın sert ama adil tavrı, karakterlerin derinlik kazandığı noktalardır.
Etik ve Ahlaki Mesajlar: Metin, ahlak ve adalet temalarını işler. Yüce Tanrı’nın adaleti temsil etmesi, terzinin ise küçük hırsızlıkları bile fark eden bir karakter olarak yer alması, okuyucuda adaletin önemine vurgu yapar. Bu durum, masalın öğretici işlevini pekiştirir.
Mekansal ve Zaman Diliminde Geçişler: Cennet ve yeryüzü arasındaki geçiş, hikayeye mistik bir derinlik katarken, zaman dilimi açısından belirsizlik korunur, bu da masalların genel özelliğidir. Bu belirsizlik, masalın zamansız ve evrensel bir hikaye olmasını destekler.
Kelimeler ve Semantik Alan: Dil açısından, masalda kullanılan kelimeler, belirli bir dönem ve kültürel bağlam içinde anlaşılabilecek şekilde seçilmiştir. „Cennet“, „Tanrı“, „aziz“, „kapı arkası“ gibi kelimeler, dini ve manevi bir tonu vurgular.
Sembolizm ve Alegori: Masalın pek çok unsuru sembolik anlamlar taşır. Örneğin, altın tabure, Tanrı’nın adaletini ve yüceliğini temsil ederken, terzinin cennetten atılması, insanın kendi hatalarının sonuçlarına katlanmasının gerekliliğini sembolize eder.
Bu dilbilimsel unsurlar, masalın okuyucuya güçlü ve kalıcı bir mesaj iletmesi için bir araya getirilmiş ve etkili bir şekilde kullanılmıştır. Masal, bir yandan eğlendirirken diğer yandan önemli dersler vermeyi amaçlayan klasik bir halk edebiyatı örneğidir.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 35 |
Aarne-Thompson-Uther Endeksi | ATU Typ 800 |
Çeviriler | DE, EN, DA, ES, FR, PT, IT, JA, NL, PL, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 49.5 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 0 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 19 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 12 |
Karakter Sayısı | 3.445 |
Harf Sayısı | 2.851 |
Cümle Sayısı | 38 |
Kelime Sayısı | 492 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 12,95 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 180 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 36.6% |
Toplam Heceler | 1.196 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,43 |
Üç Heceli Kelimeler | 206 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 41.9% |