Çocuklar için okuma zamanı: 8 dk
Bu öykü yalan gibi gelecek çocuklar, ama gerçekte yaşandı; çünkü bunu bana büyükbabam anlattı ve her seferinde de „Herhalde gerçek olmalı, yoksa bu kadar çok anlatılmazdı“ demişti. Öykü şöyle: Mevsim sonbahardı, günlerden pazardı; kara buğday yeşermişti; güneş tepeye yükselmişti; sabah rüzgârı sıcaklığıyla ekinleri yalıyordu. Bülbüller havada ötüyordu. Köylüler pazar giysileriyle kiliseye gitmekteydi. Kısacası herkes hayatından memnundu; kirpi de öyle! Ama kirpi kapısının önüne çıktı; kollarını kavuşturarak bir şarkı tutturdu. İyi kötü, yani bir kirpi pazar sabahı nasıl şarkı söylerse o da öyle söylüyordu. Melodileri kendi kendine mırıldanırken birden aklına geldi. Karısı çocukları yıkayıp giydirirken tarlaya gidip pancarların durumuna bakabilirdi. Pancar tarlası hemen evinin yakınındaydı; eşiyle birlikte onları kendi malıymış gibi yetiştirip yiyordu. Kirpi evin kapısını kapadıktan sonra tarlaya yollandı. Evden fazla uzaklaşmamıştı; tarladan pancar toplamaya başlamışken çalılıklar arkasında tavşanla karşılaştı. O da aynı amaçla yola çıkmıştı, ancak onun gözü lahanalardaydı. Kirpi tavşanı dostça selamladı.

Tavşan kendini herkesten üstün gören ve çabuk parlayan biri olduğu için kirpinin selamını almadı bile. Sonra onu aşağılamasına alaylı alaylı:
„Sabahın bu saatinde ne arıyorsun sen buralarda?“ diye sordu. „Dolaşıyordum“ diye cevap verdi kirpi. „Dolaşmak mı?“ diye güldü tavşan, „Sen bacaklarını başka şey için kullansan daha iyi.“
Bu cevap kirpiyi çok kızdırdı; her şakayı kaldırırdı, ama bacaklarıyla alay edilmesinden hiç hoşlanmazdı; çünkü doğuştan paytaktı. „Yani sen bacaklarınla daha mı iyi iş görürsün?“ diye meydan okudu tavşana. „Sanırım“ dedi tavşan. „Acaba? Bunu bir denemek lazım. İstersen koşarak yarışalım; ben seni geçerim“ diye iddia etti. „Güldürme adamı, bu bacaklarınla mı?“ dedi tavşan ve ekledi: „Pekâlâ, madem ki bu işe heveslendin! Nesine?“
„Bir altın lirayla bir şişe konyağına“ dedi kirpi. „Kabul“ dedi tavşan. „Elini çırp, hemen koşmaya başlayalım.“
„Hayır, o kadar acele etme! Karnım çok aç, daha kahvaltı etmedim; eve gidip bir şeyler atıştırayım. Yarım saate kadar dönerim“ diyen kirpi eve gitti. Tavşan keyiflenmişti
Eve giderken kirpi, „Tavşan uzun bacaklarına güveniyor, ama ben onu geçerim. Kendisi sözüm ona saygın biri, ama aslında aptalın teki. Parayı ödesin de aklı başına gelsin“ diye aklından geçirdi. Eve vardığında karısına, „Hanım, çabuk giyin; benimle tarlaya geleceksin“ dedi. „Ne oldu ki?“ diye sordu karısı. „Koşuda onu geçeceğime dair tavşanla bir altınına ve bir şişe konyağına iddiaya girdim. Sen de orada ol.“
„Aman Tanrım! Deme be adam! Sen aptal mısın? Aklını mı kaçırdın?“ diye haykırdı karısı. „Tavşanla nasıl böyle yarışmaya kalkarsın?“
„Kapa çeneni, hanım“ dedi kirpi. „Bu benim bileceğim iş. Elinin hamuruyla erkek işine karışma sen! Hadi, giyin de benimle gel.“
Dişi kirpi ne yapsın ki! İster istemez emredileni yerine getirdi. Yola çıktıklarında kirpi karısına şöyle dedi:
„Dinle bak, ne diyeceğim. Şu uzun tarlayı görüyor musun, orada koşacağız. Tavşan bir hendekte koşacak, ben de öbüründe. Yukarıdan, bayır aşağı başlayacağız koşmaya. Senin yapacağın iş şu: burada saklanacaksın ve tavşan senin hizana geldiğinde ona ‚Ben buradayım!‘ diye bağıracaksın.“
Böylece tarlaya gittiler; kirpi karısına saklanacağı yeri gösterdikten sonra tarlanın öbür ucuna doğru yürüdü. Yukarı vardığında tavşan oradaydı. „Başlayalım mı?“ diye sordu tavşan. „Olur“ diye karşılık verdi kirpi ve „Hadi bakalım!“ diyerek hendekteki yerini aldı.

Tavşan saydı: „Bir, iki, üç“ ve sayar saymaz ok gibi fırlayarak bayır aşağı koştu. Kirpi ise sadece üç adım attıktan sonra hendeğe saklandı; oturup kaldı. Tavşan aşağıya vardığında kirpinin karısı „Ben buradayım“ diye bağırdı. Tavşan duraladı ve biraz şaşırdı. Kendisine seslenenin, iddiaya tutuştuğu kirpi olduğunu sandı; çünkü kirpinin karısı da tıpkı kocasına benziyordu. Tavşan, „Bu sayılmaz“ dedi. „Bir daha yarışalım; aksi yönde.“
Ve yine fırtına gibi, bu kez yokuş yukarı koşmaya başladı; kulakları havada uçuşuyordu. Kirpinin karısıysa olduğu yerde kaldı. Tavşan yukarıya vardığında bu kez erkek kirpi onun karşısına geçerek, „Ben geldim bile!“ dedi. Tavşan öfkeden küplere bindi. „Bir daha koşalım; aksi yönde“ diye haykırdı. „Öyle olsun“ diye cevap verdi kirpi, „İstediğin kadar koşalım.“
Böylece tavşan yetmiş üç kere koştu. Her aşağı ya da yukarı gelişinde erkek ya da dişi kirpi „Ben buradayım“ diye sesleniyordu. Tavşan yetmiş dördüncü turu tamamlayamadı. Tarlanın ortasında yere düşüp kaldı ve kan kusarak öldü.

Kirpi hak ettiği altın parayla bir şişe konyağı alarak hendekte saklanmış olan karısına seslendi. İkisi de keyifle eve yolandı. O günden sonra hiç bir tavşan, hızlı kirpiyle yarışmaya kalkışmadı. Bu öyküden çıkarılacak ders: Kimse kendini başkasından daha üstün görerek onunla alay etmeye kalkmasın; karşısındaki bir kirpi bile olsa! Bu bir! İkincisi: Kim evlenecekse dengine göre birini bulsun. Yani kirpi kirpiye yakışır!

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
Bu öykü, Grimm Kardeşler’in masalları arasında yer alan „Tavşan ile Kirpi“ adlı hikayenin bir özetidir. Masal, mizahi bir dille, kibirli tavşanın kendinden emin bir şekilde alay ettiği ve küçümsediği kirpiye karşı nasıl mağlup olduğunu anlatır. Hikayede kirpi, kurnaz ve zeki bir plan yaparak tavşanı ne kadar hızlı olursa olsun yenmeyi başarır. Kirpinin bu planı eşini de dahil ederek bir takım çalışması oluşturur ve her iki ucu aynı kirpinin varlığıyla doldurulmuş gibi gösterir.
Masal, birçok ders içerir: Kendini başkalarından üstün görmemek gerektiği, dış görünüşe göre hüküm vermenin yanlış olduğu ve herkesin kendi dengine uygun bir eş bulmasının önemini vurgular. Aynı zamanda, zekâ ve stratejinin fiziksel kabiliyetten daha etkili olabileceğine dikkat çeker. Kısacası, kibir ve küçümsemenin getireceği sonuçları ima eder ve dayanışmanın, aklı kullanmanın önemini ortaya koyar.
„Tavşan ile Kirpi“ masalı, Grimm Kardeşler’in ünlü masallarından biridir ve çeşitli yorumlarla zenginleştirilebilir.
Eşitlik Üzerine Bir Yorum: Masal, her ne kadar eğlenceli bir yarış hikayesi gibi görünse de, aslında her canlının kendi yetenekleri ve zorlukları olduğunu vurgular. Eşit olmayan şartlarda yapılan yarışmaların sonuçları adil değildir. Tavşanın kibri, kirpi çiftinin iş birliği ve zekası karşısında yenilir ve bu durum hayatın adil olmayan yapısını sorgulama fırsatı sunar.
Zekanın Üstünlüğü: Kirpinin, tavşanı zekası ve stratejisi ile alt etmesi, hızlı veya güçlü olmanın her zaman kazanmak için yeterli olmadığını gösterir. Strateji ve planlama, fiziksel güçten veya hızdan daha etkili olabilir.
İş Birliğinin Gücü: Kirpi ve eşi arasındaki uyumlu iş birliği, bireysel becerilerden daha önemli bir etken olarak gösterilir. Bu masal, takım çalışmasının ve iş birliğinin zorlukların üstesinden gelmede nasıl etkili olabileceğini anlatır.
Kibir ve Çöküş: Tavşanın kibirli tavrı, onun yenilgisine ve sonunda trajik sonuna yol açar. Bu durum, kibirin ve kendini üstün görmenin nasıl bir felakete dönüşebileceğine dair bir uyarı niteliğindedir.
Kendini Tanıma ve Kabul: Kirpi, kısa bacaklarının ve görünümünün farkında olmasına rağmen, bu durumu kendisi için bir engel yerine avantaja dönüştürür. Masal, bireylerin kendilerini kabul etmeleri ve güçlü yönlerini en iyi şekilde kullanmaları gerektiğini vurgular.
Uyumlu Evlilik ve Destekleyici İlişki: Masalda kirpi, eşinin desteğiyle yarışta başarılı olur. Bu da uyumlu bir evlilik ve karşılıklı destekleyici bir ilişkinin önemini vurgular.
Her biri, okurların kendi yaşamlarında farklı dersler çıkarabilecekleri bu yorumlar, masalın zenginliğini ve trajikomik yapısını daha da derinleştirir.
Grimm Kardeşler’in „Tavşan ile Kirpi“ masalının dilbilimsel analizi birkaç farklı açıdan yapılabilir. Bu masal, dilin anlatım tarzı, karakterlerin diyalogları ve dilsel ögeleri açısından incelenebilir:
Anlatım Tarzı
Giriş ve Karakter Tanıtımı: Masal, bir olayın anlatıcının büyükbabası tarafından sıkça anlatıldığını belirterek başlar. Bu, anlatının gerçeklik payı taşıdığı izlenimini yaratır.
Zaman ve Mekan: Masal, sonbahar mevsiminde, bir Pazar günü köy ortamında geçer. Doğa tasvirleri, okuyucuda canlandırıcı bir etki uyandırır. Kara buğday, güneş, rüzgar gibi ögeler masalsı atmosferi destekler.
Dil ve Üslup
Diyaloglar: Karakterlerin konuşmaları doğrudan aktarılmıştır ve konuşma dili kullanılarak gerçekçi bir hava katılmıştır. Tavşanın kibirli, kirpinin ise kurnaz karakteri diyaloglarına yansımıştır.
Mecazi Dil: Kirpinin karısı ile konuşmaları ve tavşanı kandırma planları, mizahi ve ders verici bir üslupla yazılmıştır. Özellikle tavşanın ölümüne neden olan sürekli tekrar eden yarışma durumunun abartılı anlatımı, masalın dramatik ve eğitici özelliğini pekiştirir.
Karakterlerin Dil Kullanımı
Tavşan: Üstünlük taslayan ve alaycı bir dil kullanır. Kibirli tavrı, onun diline de yansır.
Kirpi: Kurnaz ve alttan alan bir dil kullanır. Mütevazı görünümü, aslında zekasına olan güvenini saklar.
Öğretici Unsurlar
Masal, iki temel ders içerir: Kendini üstün görenlerin kibirlerinin sonunun hüsran olabileceği ve benzerlerin birbiriyle daha iyi anlaştığı vurgusu. Bu, dil aracılığıyla verilir ve masalın öğretici amacı öne çıkarılır.
Dil Bilgisi Unsurları
Sözdizim: Geleneksel ve akıcı bir sözdizimi kullanılır. Karmaşık yapılardan kaçınılır, bu da çocuklara yönelik olmasını destekler.
Kelime Seçimleri: Basit ve günlük dil kullanılarak, masalın erişilebilirliği arttırılır. ‚Elinin hamuruyla erkek işine karışma‘ gibi deyimler, kültürel bağlamı güçlendirir.
Bu masal, dil aracılığıyla kibir, zeka, hakkaniyet ve denklik gibi temaları işlerken, dili eğitici ve eğlenceli bir şekilde kullanmayı başarır. Grimm Kardeşler’in diğer masalları gibi „Tavşan ile Kirpi“ de toplumsal değer yargılarını ve ideal davranış biçimlerini aktarmayı hedefler.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 187 |
Aarne-Thompson-Uther Endeksi | ATU Typ 275A |
Çeviriler | DE, EN, ES, FR, PT, HU, IT, JA, NL, PL, RO, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 41.9 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 0 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 19 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 9.5 |
Karakter Sayısı | 4.969 |
Harf Sayısı | 4.035 |
Cümle Sayısı | 95 |
Kelime Sayısı | 697 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 7,34 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 241 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 34.6% |
Toplam Heceler | 1.681 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,41 |
Üç Heceli Kelimeler | 284 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 40.7% |