Çocuklar için okuma zamanı: 6 dk
Çok eski zamanlarda bir ülke vardı; orada geceler sanki üzerine siyah bir tül çekilmiş gibi kapkaranlıktı. Çünkü orada hiç ay doğmuyordu. Gökte hiç yıldız görünmüyordu. Dünyanın yaratılışında gece ışığı yeterli geliyordu. Bir gün bu ülkeden dört çocuk seyahate çıktı; yolları bir başka ülkeye çıktı. Orada güneş dağların ardında kayboluyor, sonra da parlak bir küre bir meşe ağacının üstünde yükselerek etrafa hoş bir ışık saçıyordu. Güneşinki kadar olmasa da bu ışık altında yine her şey iyice görülüyor ve ayırt edilebiliyordu. Oğlanlar hiç ses çıkarmadan durup baktıktan sonra önlerinden arabasıyla geçen bir köylüye bunun nasıl bir ışık olduğunu sordular. Köylü, „Bu, ay“ dedi. „Bizim muhtar onu üç liraya satın alıp meşe ağacına bağladı. Onu her gün yağlayıp temiz tutması gerekiyor ki, hep böyle parlasın! Bu yüzden bizden her hafta birer lira alıyor.“
Köylü gittikten sonra oğlanlardan biri, „Bu lambayı biz kullanalım; nasılsa evimizde bir meşe ağacı var; hem de kocaman; bunu ona bağlarız. Geceleri onun altında oynayıp dans etmek ne keyifli olur!“ dedi. İkincisi, „Ne yapalım, biliyor musunuz? Arabayla atları alıp ayı buradan taşıyalım. Köylüler bir başkasını satın alsın“ diye önerdi. Üçüncüsü, „Ben rahatça tırmanır, onu aşağı indiririm“ dedi. Dördüncüsü arabayla atları getirdi. Üçüncü oğlan ağaca çıkarak ayın göbeğinde bir delik açtı, oradan bir halat geçirerek onu aşağı sarkıttı. Parlayan küreyi arabaya koyduktan sonra, çalındığı fark edilmesin diye üzerine bir örtü örttüler. Onu sağ salim ülkelerine getirip kocaman meşe ağacına yerleştirdiler. Gencinden yaşlısına kadar herkes bayram yaptı; çünkü bu yeni lamba tüm tarlaları, evleri ve odaları aydınlatıyordu. Tüm cüceler kayalıklardaki inlerinden çıkarak kırmızı giysileriyle dans etmeye başladı. Dört oğlan ayı her gün yağlayıp fitilini temizledi; karşılığında da herkesten haftada birer lira aldılar. Ama zamanla yaşlandılar. Bir tanesi hastalanıp da öleceğini hissedince, dörtte biri kendi hakkı olduğu için ayın kendisiyle birlikte mezara gömülmesini emretti. O öldükten sonra muhtar ağaca çıktı ve bir makasla ayın dörtte birini keserek tabutun içine yerleştirdi. Ay ışığı parlaklığını biraz kaybetse de pek bir şey olmadı. Ama ikinci oğlan ölünce, ona da ayın dörtte birlik parçası verildi; böylece ışık azaldı. Üçüncü oğlanın ölümünden sonra ay ışığı iyice azaldı ve dördüncü oğlan da mezara girdikten sonra ışık tamamen kayboldu. Ve eskiden olduğu gibi her yer yine kapkaranlık kaldı. Öyle ki, lambasız sokağa çıkan karşısındakiyle toslaşıyordu. Ama ayın parçaları, karanlığın hüküm sürdüğü öbür dünyada yine birleşince huzurları kaçan ölüler uyanıverdi. Tekrar görebildikleri için şaşırdılar. Ay ışığı onlara yetti. Çünkü gözleri o kadar zayıflamıştı ki, ayın parlaklığına dayanamamışlardı. Yerlerinden kalkarak neşeyle eski yaşamlarına döndüler. Bir kısmı oyun oynayıp dans ederken diğerleri meyhanelere gidip şarap içti, hoplayıp zıpladı; derken sopaları kaptıkları gibi birbirlerine girdiler. Çıkardıkları gürültü o kadar fazlaydı ki, sonunda ta gökyüzüne uzandı. Cennetin kapısını beklemekte olan Cebrail öbür dünyada isyan çıktığını sandı; ölülerin huzurunu kaçıran düşmanın üzerine yürümek üzere meleklerini çağırdı. Ama onlar gelmeyince atına atladığı gibi cennetin kapısından geçerek öbür dünyaya vardı. Orada diğer ölülerin huzurunu kaçıranları sakinleştirerek onları yine mezarlarına yatırdı. Sonra ayı yanına alarak göğe yükseldi.

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
„Masalla ilgili arka plan bilgileri“ başlıklı bu Grimm Kardeşler hikayesi, Ay’ın nasıl var olduğu ve bir köydeki dört maceracı oğlanın bu ışık kaynağını kendi köylerine nasıl getirdiklerini anlatan fantastik bir masaldır. Hikaye, hayali bir köyde düğümlenir; burada geceler tamamen karanlıktır, ta ki dört oğlan parlak bir küre, yani ay, ile karşılaşana dek.
Diğer bir köyde, muhtar tarafından satın alınan ay, bir meşe ağacına asılıdır ve ışık saçar. Bu çocuklar, ayı kendi karanlık köylerine götürmek ve kendi meşe ağacına asmak için bir plan yaparlar. Amaca ulaştıklarında, köyleri aydınlanır ve herkes sevinçle karşılar. Çocuklar, ayın bakımını yaparak para kazanırlar, ancak zamanla yaşlanıp öldüklerinde, her biri ayın bir parçasını yanlarına alır. Bu durum sonunda ayın tamamen kaybolmasına ve köyün yeniden karanlığa gömülmesine neden olur.
Ölüler dünyasında, kaybolan ayın parçaları bir araya gelerek orayı aydınlatır ve ölülerin huzurunu bozar. Bunun üzerine Cebrail, dünyadaki huzuru sağlamak için ayı alıp gökyüzüne yerleştirir.
Masal, hem eğitici hem de alegorik unsurlar içerir. Hikaye, paylaşım, sahiplenme, zamanın geçişi ve ölüm gibi temaları işlerken, düş gücünü ve fantastik öğeleri kullanarak okuyucusunu başka bir dünyaya götürür.
Grimm Kardeşler’in „Ay“ masalı, klasik bir hikaye olmakla birlikte oldukça derin temalar barındırır. Masal, farklı yorumlarla incelendiğinde çeşitli dersler ve anlamlar çıkarılabilir:
Açgözlülük ve Paylaşım Sorunu: Masal, kaynakların adil dağılımı üzerine bir hikaye sunar. Dört oğlanın ayı kendi ülkesine götürmesi ve daha sonra ölünce her birinin kendi hakkını istemesi, açgözlülüğün ve bencilliğin sonucunu gösterir. Sonunda ay ışığının tamamen kaybolması, paylaşımın ve iş birliğinin önemini vurgular.
Ölüm ve Miras: Hikayede dört oğlanın ölümüyle, ayın dörtte birinin mezara gömülmesi, ölümle birlikte neleri geride bıraktığımızı ve nasıl anıldığımızı sorgular. Miras kavramı, sadece maddi değerler değil, aynı zamanda toplumsal değerlerin ve huzurun korunması anlamına gelir.
Aydınlık ve Karanlık: Masal, ışık ve karanlık arasındaki döngüyü sembolik olarak ele alır. Başlangıçta ayı olmayan karanlık ülke, ay ile aydınlanırken, ışığın yok olmasıyla tekrar karanlığa gömülür. Bu, bilginin ve farkındalığın insan yaşantısındaki önemini gösterir.
Doğa ve İnsan İlişkisi: Ayın meşe ağacına bağlanması ve insanların ona bakım yapması, doğa ile olan ilişkimizi ve doğayı koruma sorumluluğumuzu hatırlatır. Ayrıca, doğal kaynakları kontrol etme isteğimizin sonuçlarını anlatır.
Öbür Dünya ve Yaşam Algısı: Masalın sonunda, ayın parçalarının öbür dünyada birleşmesiyle ölülerin uyandırılması, farklı yaşam algılarına kapı aralar. Ölümden sonraki hayat tasavvuru, kültürel ve manevi bakış açısının yansımaları olarak görülebilir.
Bu yorumlar ve çıkarımlar, masalın tek bir olay örgüsünün ötesinde geniş kapsamlı düşünsel ve duygusal zenginlik sunduğunu göstermektedir. Her okuyucu, kendi perspektifine ve hayata bakış açısına göre masaldan farklı sonuçlar çıkarabilir.
Grimm Kardeşler’in „Ay“ masalı, dilbilimsel açıdan incelendiğinde birkaç önemli unsuru barındırmaktadır:
Dilin Basitliği ve Anlaşılabilirliği: Masal, basit ve anlaşılır bir dille yazılmıştır. Bu, masalın her yaştaki okuyucu tarafından anlaşılmasını sağlar ve halk masallarının temel özelliklerinden biridir. Dilin sadeliği, hikayenin akıcılığını ve cazibesini artırır.
Zaman ve Mekan Kullanımı: Masal, zamanı ve mekanı ustaca kullanarak okuyucuyu hikayenin içine çeker. „Çok eski zamanlarda“ ve „bir ülke“ gibi ifadeler, masal dünyasının genel ve zaman dışı niteliğini vurgular.
Simgesel Unsurlar: Ay, masalda bir aydınlatma aracı olarak fiziksel bir nesne şeklinde ele alınsa da daha derin bir anlam taşır. Ay, sadece fiziksel karanlığı değil, aynı zamanda bilgi ve bilinç eksikliğini de temsil edebilir. Masalın sonunda ayın ölülerin dünyasına gitmesi, onların aydınlanmasını sembolize eder.
Kişileştirme: Ay, bir nesne olmasına rağmen insanlar tarafından sahiplenilir ve kullanılır. Bu, insanların doğa üzerindeki kontrol arzusunu ve bu kontrolün zamanla kaybedildiğini gösterir.
İroni ve Mizah: Köylülerin ayı satın alması ve onu yağlayarak parlatması, masalsı bir ironi ve mizah katmanı ekler. Bu durum, insanın doğa üzerindeki gafletli hakimiyet iddiasını alaycı bir dille eleştirir.
Mitolojik ve Dini Referanslar: Masalın sonunda Cebrail’in ölülerin dünyasındaki huzursuzluğu gidermek için müdahale etmesi, İbrani-İslam geleneğindeki melek figürlerinden yararlanır. Bu, masala dini bir katman ekler ve anlatının mitolojik derinliğini artırır.
Genel olarak, „Ay“ masalı dil, semboller ve anlatım teknikleri açısından zengin bir metindir. Dilbilimsel analiz, masalın sade bir halk hikayesi olmasının ötesinde derin temaları nasıl işlediğini ortaya koyar.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 175 |
Çeviriler | DE, EN, DA, ES, FR, PT, IT, JA, NL, PL, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 50.8 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 0 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 19 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 12 |
Karakter Sayısı | 3.428 |
Harf Sayısı | 2.862 |
Cümle Sayısı | 45 |
Kelime Sayısı | 478 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 10,62 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 192 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 40.2% |
Toplam Heceler | 1.214 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,54 |
Üç Heceli Kelimeler | 232 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 48.5% |